Toplumda artan ayrımcılık ve nefret suçları, son dönemde birçok bireyi hedef alırken, son yaşanan olay ise bizlere insanları birbirine düşüren tutum ve davranışların tehlikelerini bir kez daha hatırlattı. Geçtiğimiz günlerde meydana gelen saldırı, iki arkadaşın cinsel yönelimleri nedeniyle hedef alındıklarını gösterirken, bu hadise birçok kesimde büyük tepki topladı.
Olay, sosyal medyada oldukça dikkat çeken bir durumla gündeme geldi. İki genç erkek, bir alışveriş merkezinin önünde yürürken, yanlarına yaklaşan bir grup tarafından "Abinin selamı var" ifadesiyle aniden saldırıya uğradı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, gençler bu durum karşısında neye uğradıklarını şaşırdı. Saldırganlar, gençlerden birine etek giydirip alay ederken, diğerini de şiddetli bir şekilde darp etti. Zapla birlikte, "Eteğinle ne yapacaksın?" gibi aşağılayıcı sözler sarf edildi. Bu durum, sadece fiziksel bir saldırı değil aynı zamanda psikolojik bir şiddet boyutu da taşıyordu.
Olayın ardından yaralı gençler, çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yaralarına rağmen, yaşadıkları psikolojik travma daha ön planda duruyordu. Eteğin giydirilmesi ve alaycı tavırlar, kişinin kendine olan güvenini sarsan ve sosyal bir baskı yaratan unsurlar olarak öne çıktı. Medyaya açıklamalarda bulunan bir mağdur, "Bizi sadece kim olduğumuz için hedef aldılar. Bu tür saldırıların bitmesini istiyoruz" diye öfkesini ifade ederken, durumun ciddiyetini vurguladı.
Bunun gibi anlık saldırılar aslında daha büyük bir sorunun göstergesi olarak değerlendiriliyor. Türkiye'de, LGBT+ bireylere karşı artan nefret suçları, eşcinsel evliliklerin yasallaşması ve toplumsal kabul görmesi önündeki zorluklar ile birleştiğinde daha tehlikeli bir tablo ortaya çıkarıyor. Uzmanlar, bu olayın temelinde yatan sorunların yalnızca bireyler arasındaki düşmanlıklar değil, aynı zamanda bu düşmanlığın beslenmesine neden olan toplumsal normlar ve değerler olduğunu belirtiyor. Eğitim eksikliği, yanlış bilgilendirme ve önyargılar, şiddetin kökeninde yatan sebeplerin başında geliyor.
Olayın ardından sosyal medya kullanıcıları, #ŞiddeteHayır etiketiyle tepkilerini dile getirdi. Çeşitli kampanyalar ve protestolar düzenlenmeye başlandı. Ancak yaşanan bu tür olayların sona ermesi için yalnızca bireysel destek değil, devlet politikalarının da değişmesi gerektiği vurgulanıyor. Yetkililerden beklenen, toplumda daha fazla hoşgörü ve anlayış yaratacak uygulamaları hayata geçirmektir. Bu tür olayların artış göstermesi, yalnızca mağdurları değil, tüm toplumun huzurunu tehdit eden bir durum olarak değerlendiriliyor.
Herkesin kendisini güvende hissetmesi ve kimliğinden utanmaması gerektiği gerçeği, ülkemizde geniş bir kesim tarafından desteklenmektedir. Yaşanan bu vahim olay, LGBT+ bireylerin yaşadığı sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Yakın zamanda gerçekleşen bir başka olayda da benzer şekilde saldırıya uğrayan bireylerin hikayeleri, toplumda farkındalık yaratmak adına tartışılacak konular arasında yerini aldı. Sosyal aktivistler, kesinlikle bu tür saldırıların önüne geçilebileceğini, bunun için toplumsal bilincin artırılması gerektiğini belirtiyorlar.
Sonuç olarak, "Abinin selamı var" diye başlayan saldırı, sıradan bir şiddet eylemi olmaktan çok daha fazlasıdır. Toplumun kabulleri ve kültürel yapısı ile doğrudan bağlantılı olan bir sorunun dışavurumudur. Kişilerin cinsel yönelimleri üzerinden yapılan her türlü saldırı, sadece mağdurları değil, tüm toplumu derinden etkilemektedir. Bu nedenle, herkesin insan haklarına saygı duyması, şiddetsiz bir toplum yaratma ideali için bağlayıcı bir öğe olmalıdır. Bu tür olayların son bulması adına toplum olarak birlikte hareket etmek, önemli bir adım olacaktır.