Orta Doğu'daki gerilim her geçen gün daha da artarken, İsrail'in Suriye topraklarında gerçekleştirdiği hava saldırıları, hem bölgedeki istikrarı tehdit etmekte hem de uluslararası ilişkilerde yeni bir çatışma alanı oluşturmakta. Geçtiğimiz yıllarda sıkça gündeme gelen bu saldırılar, İsrail’in güvenlik stratejileri açısından bir zorunluluk gibi görünse de, Suriye’deki durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Son günlerde, bu saldırıların sona ermesi gerektiğine dair yükselen sesler, uluslararası kamuoyunun dikkatini bu kritik meseleye çekiyor. Keçeli olarak, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği saldırılara bir son vermesi gerektiği konusunu derinlemesine ele alıyoruz.
İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırıları, genellikle İran’ın bölgedeki etkisini azaltmak amacıyla gerçekleştirilmektedir. İran, Suriye hükümeti ile olan bağlantıları aracılığıyla, İsrail’in güney sınırına oldukça yakın olan bölgelere nüfuz etmeye çalışmakta. Bu durum, İsrail’in ulusal güvenlik algısını doğrudan tehdit etmekte ve Tel Aviv yönetimini önleyici saldırılar yapmaya zorlamaktadır. Ancak, bu saldırıların sadece askeri değil, aynı zamanda insani sonuçları da oldukça derin olmaktadır. Her ne kadar İsrail, bu eylemlerini güvenlik gerekçeleriyle meşrulaştırsa da, Suriye'deki sivil kayıplar ve altyapı tahribatı, uluslararası toplumda ciddi eleştirilerin odağı olmuştur. Bu noktada, İsrail’in devam eden hava saldırılarının, Orta Doğu’daki barış sürecine ne ölçüde zarar vereceği sorusu gündeme gelmektedir.
Son zamanlarda, Birleşmiş Milletler ve bazı ülke hükümetleri, İsrail’in Suriye'deki hava saldırılarına ilişkin kınama ifadelerinde bulunmakta ve bu eylemlerin savaş suçlarına yol açabileceğini vurgulamaktadır. Özellikle Suriye’nin yanında yer alan müttefik ülkeler, bu saldırıları durdurması için İsrail’e baskı yapmaktadır. Ancak, İsrail’in güçlü bir askeri güce sahip olması ve Batı’daki destekleyici müttefikler nedeniyle bu baskının etkinliği sınırlı kalmaktadır. Gelecek dönemde, uluslararası diplomasi ve görüşmelerin artırılması gerektiği aşikardır. Eğer İsrail, Suriye’deki hava saldırılarına bir son vermezse, bölgedeki gerilimlerin artması ve yeni çatışma senaryolarının ortaya çıkması kaçınılmaz görünüyor.
Sadece askeri strateji olarak değil, insani bir boyutta da Suriye’deki durumu ele almak, uluslararası toplumun sorumluluğundadır. Suriye halkının yaşadığı travmalar ve kayıplar, zamanla daha büyük bir krizi beraberinde getirebilir. Söz konusu saldırıların sona erdirilmesi, hem Israil’in suiistimallerinden kaçınması hem de Suriye’de insani bir kriz yaşanmaması adına kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, Keçeli olarak önerimiz, İsrail yönetiminin daha yapıcı bir yaklaşım benimseyerek, Suriye’ye yönelik saldırılarını durdurması ve müzakerelere açık kapı bırakmasıdır.
Sonuç olarak, uluslararası arenada büyük tartışmalara yol açan bu mesele, Orta Doğu'nun geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir. İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını sona erdirmesi, bölgedeki gerilimleri azaltacak ve uzun vadede barış ortamının oluşmasına katkı sağlayacaktır. Türkiye, İran ve Rusya gibi bölge ülkeleriyle birlikte sürdürülmesi gereken diplomatik girişimlerin desteklenmesi, kalıcı bir çözüm yolu açacaktır. Dolayısıyla, İsrail’in bu saldırılara bir son vermesi, hem kendi güvenliği açısından hem de Orta Doğu'daki barış için kritik bir adım olacaktır.