İstanbul ve Ankara, 2023’ün sonbaharında yaşanan politik krizlerin gölgesinde yankılanan eylemlere sahne oldu. Gençlerin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek vermek amacıyla düzenlediği gösteriler, Türkiye’nin demokratik yapısının geleceğine dair önemli sinyaller verdi. Okulların önünde toplanan öğrenciler, İmamoğlu'nun diploma iptali ve gözaltı kararlarını kınayarak, hükümetin baskı politikalarına karşı seslerini yükseltti.
Öğrencilerin eylemleri, sadece İmamoğlu’na destek vermekle kalmayıp, aynı zamanda genel olarak ifade özgürlüğü ve demokratik hakların korunmasına yönelik bir çağrıydı. İstanbul Üniversitesi önünde ve Ankara’daki çeşitli kampüslerde bir araya gelen gençler, ‘Sözümüz söz, barış istemek suç değil’, ‘Sakıncalı diplomalar istemiyoruz’ gibi sloganlarla protestolarını sürdürdü. Yüzlerce öğrenci, dövizler ve pankartlarla, eğitimin bir haktır ve bu hakkın ihlali kabul edilemez mesajı vermek amacıyla toplandı.
Özellikle İmamoğlu’nun, bir süre önce sınır dışı durumuyla tehdit edilmesi ve gözaltına alınması durumu, katılımcıları bir araya getiren en önemli etkenlerden biriydi. Öğrenciler, belediye başkanının sadece bir siyasetçi olmadığını, aynı zamanda gençlerin umudu ve demokratik bir mücadelenin sembolü olduğunu vurguladı. Bu eylemler, gençler arasında dayanışmanın ve toplumsal kimlik arayışının önemini gösterdi.
Protestolar, yalnızca katılımcıların sesiyle değil, aynı zamanda sosyal medyanın etkisiyle de geniş bir kitleye ulaştı. Twitter ve Instagram gibi platformlarda paylaşılan fotoğraflar ve videolar, gençlerin sesini ulusal ve uluslararası düzeyde duyurmayı başardı. Sosyal medyada eylemin hashtag’i olan #ÖğrenciEylemi, kısa sürede Türkiye’deki en çok konuşulan konular arasına girdi. Gençlerin kullandığı yaratıcı içerikler, daha büyük bir etki yaratmak için bir araya gelen toplulukların gücünü ortaya koydu.
Protestoların medyada yer alması, pek çok vatandaşın dikkatini çekti. Yerel gazetelerden ulusal kanallara kadar farklı medya organlarında bu gösterilere dair haberler yayınlandı. Öğrencilerin, toplumsal meselelere duyarlılığı, gençlerin geleceği açısından kritik bir rol oynamaktadır. Eylemlerin sadece bir protesto değil, aynı zamanda bir farkındalık hareketi olmasının önemi, gençlerin siyasete olan ilgisini artırdı.
Gözaltı süreci ve İmamoğlu’na karşı yapılan bu tür baskılar, Türkiye’deki demokratik yapının sorgulanmasına neden olmaktadır. Öğrenciler, gerçekleştirilen olaylarla ilgili olarak, hükümetin özgürlükleri kısıtlayıcı eylemlerine karşı sonuna kadar mücadele edeceklerinin sinyalini verdi. Bu durum, kuşkusuz Türkiye’nin geleceği açısından da önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara’da gençlerin, belediye başkanlarına ve temel haklara sahip çıkma mücadelesi, siyasetteki gençlerin etkisini artırırken, toplumsal değişimin de habercisi olmaktadır. Öğrenci eylemleri, bir yandan destekledikleri liderlere olan bağlılıklarını gösterirken, diğer yandan tüm bu süreçlerde demokratik hakların savunulmasının ne kadar önemli olduğunu da gözler önüne serdi. İstanbul ve Ankara’daki eylemler, gençlerin sosyal adalet, eşitlik ve demokrasi taleplerinin göstergesi olarak ilerleyen dönemlerde daha geniş bir halk hareketine dönüşme potansiyeline sahiptir.