Bayramlar, sevgi, mutluluk ve paylaşımın ön plana çıktığı özel zaman dilimleridir. Ancak bazı çocuklar, bu özel günlerde arkadaşları ve aileleriyle birlikte gönül rahatlığıyla eğlenmek yerine, iş yerlerinde çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu durum, sadece çocukların bayramlarının elimden alınması değil, aynı zamanda toplumun geleceği için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu yazıda, kendi bayramlarında çalışan çocukların yaşadığı zorlukları, toplumsal etkilerini ve bu durumu değiştirmek için atılacak adımları ele alacağız.
Dünya genelinde, çocukların zorla çalıştırılması global bir sorun haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 160 milyon çocuk çalışıyor. Bu rakam, her beş çocuktan birinin iş hayatının yükü altında ezildiğini gösteriyor. Bayramların çoğu zaman tatil ve eğlence ile geçmesi beklenirken, birçok çocuk, aile bütçesine katkı sağlamak amacıyla çalışmak zorunda kalıyor. Örneğin Peru, cam şişe geri dönüştürme veya tarım işçiliği gibi alanlarda çalışan çocukların yoğun olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Burada ailelerin ekonomik nedenlerle çocuklarını çalıştırmaları, çocuk işçiliğinin artmasına sebep olmaktadır.
Çalışmanın, çocuklar üzerindeki etkileri sadece fiziki değil, aynı zamanda psikolojiktir. Çocuk işçileri, bayram gibi özel günlerde 'çalışmak zorundayız' baskısının altında ezilirken, kaybettikleri zaman ve sevinç ile birlikte, gelecekteki potansiyelleri de ciddi şekilde zarar görmektedir. Çocuk yaşta yapılan işlerin getirdiği sorumluluklar, fiziksel yorgunluk ve psikolojik baskı, çocukların eğitim hayatlarını olumsuz etkileyebilir. Eğitimden yoksun kalan bu çocuklar, ilerleyen yaşlarında topluma katılmakta zorluk yaşayacak ve sosyal yaşamları da kısıtlanacaktır. Bu kısır döngü ise, toplumda yeni nesil sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Bu nedenle, bu durumu değiştirmek için toplum olarak harekete geçilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, bayramlar çocuklar için bir kutlama, sevinç ve umut zamanıdır. Ancak, birçok çocuk, bu özel günlerde çalışmak zorunda kalarak çocukluklarını yaşayamamaktadır. Bu sorunla başa çıkmak için uluslararası herkesin üzerine düşen sorumluluğu alması, çocuk işçiliği ile mücadelenin bir parçası olmalıdır. Eğitimin teşvik edilmesi, ailelere ekonomik destek sağlanması ve çocukların temel haklarının korunması, bu konunun çözümünde önemli adımlar olarak öne çıkmaktadır. Bayram günlerinin, her çocuğun eşit şekilde eşit ölçüde sevgi ve mutlulukla geçirebileceği günler olmasını umarak, bu sorunun daha fazla görünür hale gelmesi için farkındalık yaratmak gerekiyor.