Son günlerde Türkiye'nin dört bir yanında dolandırıcılık olaylarının sayısının artması, vatandaşları tedirgin ediyor. Ancak son yaşanan bir olay, bu korkunun nedenini açıkça ortaya koydu. Bir aile, medyum olduğunu iddia eden bir kişinin ağına düştü ve yaşadıkları, hem gerilim dolu hem de düşündürücü bir hikayeyle sürdü. Bu sahte medyum, kapılarını çaldığı ailenin üzerine “büyü var” diyerek onları korkutmaya başladı. Şimdi detaylara göz atarak bu olayın nasıl geliştiğini ve aileyi nelerin beklediğini keşfedelim.
Olay, dışarıdan bakıldığında sıradan bir dolandırıcılık hikayesi gibi görünüyor. Ancak işin içine girildiğinde, işin boyutunun ne kadar büyük olduğu hemen anlaşılıyor. Geçtiğimiz hafta, İstanbul'un sakin bir mahallesinde yaşayan bir aile, kapılarını çalan bir kadının tehdidi ile karşılaştı. Kadın, kendini medyum olarak tanıtarak aile bireylerini gözleriyle tarayarak "Sizde büyü var, bunu hemen temizletmeliyim" diyerek aileyi kendine inandırdı. Sahte medyumun kurbanları, bu durumu ilk başta ciddiye almadı. Ancak kadının söyledikleri, evin genç bireyini fazlasıyla etkiledi ve ailenin huzurunu kaçırmaya başladı.
Korku, rahatsızlık ve belirsizlik, bu aile üyelerinin üzerine kabus gibi çökmüş durumda. Aile içindeki genç, "Onun söylediklerini duyunca pek de ciddiye almadım ama inandım. Büyünün gerçek olmadığını biliyordum ama yine de korkmuştum." diyerek durumu özetliyor. Sahte medyum, ailenin maddi durumunu çok iyi analiz ederek, insanları manipüle etme konusunda ne kadar usta olduğunu gözler önüne serdi. Kurbanı olduğu dolandırıcılığın yanında, psikolojik baskılarla da baş etmek zorunda kalan aile, bu yalan ve tuzakla nasıl başa çıkacaklarını düşünüyor. Bunun yanı sıra, olayın ardından ailenin yaşamı bir kabusa döndü. Onlar da, birçok insan gibi, dolandırıcılara karşı dikkatli olmaları gerektiğini anladılar.
Bu tür dolandırıcılık vakalarının artması ise, medya ve sosyal kanallar üzerinden yapılan çağrılara rağmen ne yazık ki durdurulamıyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan araştırmalara göre, sahte medyumluk ve benzeri dolandırıcılıklar, birçok insanı mağdur etmekte ve bu mağduriyetler üzerine ticari kazanç sağlayan çirkin bir serüven haline gelmektedir. Dolayısıyla bu tür olayların önüne geçmek için, insanların bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi büyük bir önem taşıyor.
Herkes, kendi iyiliği için bu tür şarlatanların ve doğru bilgilere ulaşmanın yollarını öğrenmek zorunda. Yaşanan olaylar, bu tür medyumların ve dolandırıcıların, dolgu malzemesi gibi insanları kullanarak nasıl bir yaşam sürdüklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Sahte medyumların klasik trüfleri olan “üzerinde büyü var” gibi ifadeler, son derece tanıdık ve dikkat çekici olsalarda, insanları aldatmak adına oldukça etkilidir. Bunun sonucunda ise, bu tür dolandırıcılık faaliyetlerinin durdurulması için toplumun desteği büyük önem taşımaktadır.
Aile, durumu polise bildirerek yasal süreci başlattı. Ancak olayın yaşattığı psikolojik yük ve maddi kayıplar kolay kolay onarılacak gibi görünmüyor. Bu gibi dolandırıcılık türleriyle karşı karşıya kalan her bireyin, yetkililere başvurarak hak arama sürecini hızlandırması ve bu konuda bilinçlenmesi hayati önem taşımaktadır. Unutmayalım ki, "medyum" ya da "sihirbaz" gibi unvanlarla tanınan kimselere karşı dikkatli olmak ve mantıklı kararlar almak, hayat kurtarıcı bir adım olabilir.
Sonuç olarak, dolandırıcılığa karşı dikkatli olmak, doğru bilgiye ulaşmak ve mücadele etmenin önemi, her bireyin sorumluluğu. Yaşanan bu olay, sadece bir aileyi değil, toplumun her kesimini ilgilendiren bir sorunun alevlenmesine yol açtığını unutmamalıyız. Gerçekten üzerimizde bir büyü var mı, yok mu? Bunu en iyi bilen, aklını ve mantığını kullanmayı unutmayanlardır.