Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan ve Ermenistan, uzun yıllardır süregelen anlaşmazlıklarını sona erdirecek bir barış anlaşmasına imza attı. Bu gelişme, sadece Kafkasya bölgesi için değil, tüm dünya için önemli sonuçlar doğurabilecek bir süreç olarak değerlendiriliyor. Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın da içinde bulunduğu birçok uluslararası aktör, bu anlaşmanın bölgeye barış getireceğine inanıyor. Peki, Azerbaycan-Ermenistan anlaşması ne anlama geliyor ve bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? İşte bu soruların yanıtları ve daha fazlası.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında geçen yüzyıllık çatışma, özellikle 2020 yılında yaşanan Dağlık Karabağ Savaşı ile yeniden alevlenmişti. Bu savaş sonrasında imzalanan 10 Kasım 2020 tarihli ateşkes anlaşması, iki ülke arasında gerginliğin bir nebze azalmasına yardımcı olmuştu. Ancak, kalıcı bir barış sağlamak için tarafların masaya oturması gerekiyordu. İşte tam da bu noktada, 2023 yılındaki yeni anlaşma devreye girdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, barış anlaşmasının temel hükümlerini belirlemek için bir araya geldi. Anlaşmanın kapsamı; karşılıklı toprak talepleri, sınır güvenliği, mülteci geri dönüşleri ve ticaret yollarının açılması gibi konuları içeriyor. Özellikle, iki ülke arasında güvenlik koridorlarının oluşturulması ve ticaretin yeniden başlaması, bölgedeki ekonomik dinamiklerin değişmesine yol açabilir.
Azerbaycan-Ermenistan arasında sağlanan bu yeni barış anlaşması, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, Kafkasya’nın genel istikrarını da etkileyecek. Uzun süredir devam eden çatışmalar, bölgedeki diğer ülkelerin de güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştı. Barışın sağlanması, Türkiye, Rusya ve İran gibi komşu ülkelerin de siyasi ve ekonomik ilişkilerini yeniden şekillendirebilir.
Özellikle Türkiye'nin Azerbaycan'a olan destekleri biliniyor. Barış anlaşmasının ardından Türkiye'nin Azerbaycan ile Ermenistan arasında kurulacak olan ilişkilerde arabulucu rolü üstlenmesi bekleniyor. Bu durum, Türkiye'nin bölgedeki jeopolitik gücünü artırırken, Ermenistan ile Türkiye arasında bir normalleşme sürecinin kapılarını da aralayabilir.
Bunun yanı sıra, Rusya'nın Kafkasya'daki etkinliği de önemli bir konu. Uzun yıllar boyunca, Rusya bu iki ülkeyi birbirine yakın tutmayı başarsa da, son dönemlerde bölgedeki etkisi azalmış olabilir. Yeni anlaşma ile birlikte, Rusya'nın bu iki ülke üzerindeki tesirini yeniden değerlendirmesi gerekecek. ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın da bu durumu yakından takip ettiği ve anlaşmanın sağlanmasında arabuluculuk rolü oynamış olması, uluslararası siyasetteki dengeleri etkileyebilir.
Barış anlaşmasının en çarpıcı noktalarından biri de, iki ülke arasındaki mülteci krizine yönelik çözümler sunmasıdır. Uzun yıllardır savaştan etkilenen mültecilerin geri dönüşü ve sosyal entegrasyonu, hem Azerbaycan hem de Ermenistan için kritik bir öneme sahip. Bu durum, geçmişte yaşanan ihlallerin telafisi için bir başlangıç noktası olabilir. Anlaşma ayrıca, her iki taraf için de geleceğe yönelik yeni işbirlikleri ve kalkınma projeleri başlatma fırsatları sunuyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Azerbaycan-Ermenistan anlaşması sadece iki ülke için değil, tüm bölge ve dünya için bir dönüm noktası olarak nitelendirilebilir. Barışın sağlanması, Kafkasya'daki huzursuzluk ortamını sona erdirirken, ticaretin artmasına ve ekonomik işbirliklerinin gelişmesine olanak tanıyabilir. Donald Trump gibi siyasi aktörlerin desteğiyle, bu barış sürecinin ne denli etkili olacağı ve gelecekte hangi adımların atılacağı ise merak konusu olmaya devam ediyor.
Azerbaycan ve Ermenistan'ın bu yeni süreci nasıl yöneteceği, ve karşılıklı güvenin nasıl inşa edileceği önümüzdeki günlerin en önemli sorularından biri. Ancak, şurası kesin ki, bu anlaşma Kafkasya'da yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Barışın kalıcı olması ise, taraflar arasındaki iyi niyet ve samimiyetle mümkün olacak.