Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Şirin Özel’in eleştirilerine sert bir yanıt vererek, “sağır duymaz, uydurur” ifadesini kullandı. Bu açıklama, sosyal medyada geniş yankı bulurken, Erdoğan’ın sözlerinin arka planı ve siyasi boyutları üzerinde de tartışmalar başladı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, muhalefet ve basın tarafından yöneltilen eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, “Gördüğüm kadarıyla, yalan söylemekten başka bir iş yapmıyorlar” dedi. Bu sözler, Türkiye’nin gündemindeki tartışmaları tekrar alevlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel bir basın toplantısında, Özel’in kendisi ve hükümeti hakkında yaptığı eleştirilerin tamamen asılsız olduğunu belirtti. “Bir gazeteci olarak, sorumluluklarını yerine getirmesi gereken insanların, yalan ve iftiradan başka bir metot kullanmaması gerektiğini düşünüyorum” diyen Erdoğan, hukukun üstünlüğü ve adalet sisteminin işleyişi hakkında da önemli mesajlar verdi. Ayrıca, toplumu yanıltmaya yönelik bu tür söylemlerin, ülkenin birliğine ve beraberliğine zarar verdiğini ifade etti.
Erdoğan’ın bu sert açıklamaları, uzun süredir devam eden iktidar-muhalefet gerilimini de gözler önüne serdi. Özellikle seçim dönemlerine yaklaşırken, taraflar arasındaki bu gerginliğin artması bekleniyor. Erdoğan, bu süreçte halkın doğru bilgiye ulaşmasını ve basın özgürlüğünün önemine dikkat çekti. Ancak aynı zamanda, ‘hizmet etmeyen’ gazetecilere karşı da eleştirilerde bulundu.
Türkiye’de siyasal iletişim, son yıllarda büyük bir dönüşüm geçiriyor. İktidar ve muhalefet arasındaki işleyiş genellikle karşıt söylemler üzerine inşa ediliyor. Erdoğan’ın Özel’e yönelik açıklamaları, medya ile siyaset arasındaki bu karmaşık ilişkiyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Gazetecilerin devlet politikalarını sorgulama ve eleştirme hakkının olduğu, ancak bu eleştirilerin gerçeği yansıtmaması durumunda sorumluluk taşımalarının da önemine vurgu yaptı.
Medya, demokrasinin en önemli unsurlarından biri olarak kabul edilirken, gazetecilerin kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğu olduğu unutulmamalıdır. Ancak, Erdoğan'ın da vurguladığı gibi, sağır duymaz uydurur ibaresi, medyanın bazen ne kadar yanıltıcı ve manipülatif olabileceğini de göstermektedir. Eleştirilerin temelsiz olduğu durumlarda, bu tür yanıtların verilmesi, iletişim stratejisinin bir parçası olarak yorumlanabilir.
Sonuç olarak, Erdoğan’ın Şirin Özel’e verdiği yanıt, sadece bir gazeteciye yönelik bir cevap değil, aynı zamanda Türkiye’de medya ve iktidar arasındaki gerilimi artıran bir gelişmenin yansıması olarak öne çıkıyor. Gönül, herkesin haklı eleştirilerde bulunabileceği, ancak bunların gerçek verilere dayandırılması gerektiğini belirtmektedir. Gelecek günlerde bu tür tartışmaların daha da derinleşmesi bekleniyor.